Ginseng, içerdiği kimyasalların dağılım miktarlarına bağlı olarak vücut dokularına çeşitli etkilerde bulunur. Ginseng kullanımının sağlığa yararlı bazı etkileri olduğu araştırmalarla kanıtlanmıştır. Bu faydalı etkilerin bazıları şu şekilde özetlenebilir:
Ginseng bitkisinin en önemli faydalarından biri, antioksidan yönünden zengin içeriğe sahip olmasıyla ilişkilidir. Vücudumuzdaki hücreler, yaşamlarını sürdürebilmek adına besinlerle elde edilen gıda maddelerini oksijen kullanarak metabolize eder. Bu süreçle elde edilen enerji ile hayati fizyolojik olaylar gerçekleştirilir, ancak sürecin bir yan etkisi olarak reaktif oksijen radikalleri veya oksidan maddeler olarak adlandırılan zararlı ürünler de ortaya çıkar.
Reaktif oksijen radikalleri, dokularda hasar meydana getirerek başta kanser, damar sertliği, enfeksiyon hastalıkları, yaşlanma, iltihaplanma gibi sağlık sorunları olmak üzere pek çok hastalığın gelişiminde kritik bir faktör olarak tanınır. Bu anlamda, antioksidan özelliğe sahip ürünlerin vücuda alınması oksidanların kontrol alınmasını sağlayarak, çeşitli sağlık sorunlarına karşı vücudun korunmasına katkıda bulunur. Ginseng de önemli oranda antioksidan madde içerir.
Özellikle Asya ginsenginin, içeriğinde yer alan maddeler sayesinde, vücuttaki hücrelerin metabolizmasını hızlandırarak zindelik ve enerji hissi sağladığı gözlemlenmiştir. Bu yönüyle ginseng, çoğu sağlık probleminin seyrinde izlenen halsizlik ve bitkinlik gibi semptomların hafifletilmesinde yardımcı olur.
Ginseng, özellikle sağlıklı ve orta yaşlı bireylerde hafıza ve bilişsel yetenekleri pozitif olarak etkileyici niteliktedir. Bununla beraber, ginsengin Alzheimer hastalarındaki kaygı ve stres durumlarını dindirmede yararlı olduğu da tespit edilmiştir.
Ginsengin araştırmalara konu olan bir diğer etkisi, erkeklerde erektil disfonksiyonun giderilmesine yardımcı olmasıdır. Ginsengin peniste yer alan doku ve damar çeperlerindeki oksidan oranını azaltıp, damarların genişlemesini sağlayan nitrik oksit molekülünün miktarını artırarak sertleşmeyi kolaylaştırdığını gösteren çalışmalar mevcuttur.
Ginseng kullanımı sonrası bağışıklık sistemine ait hücrelerin enfeksiyonlarla ve kanser hücreleriyle daha etkili mücadele ettiği çalışmalarla gösterilmiştir.
Özellikle fermente kırmızı ginseng kullanımıyla insülin hormonunun kan şekerini düşürme etkisinin güçlendiği; insülin direnci olan hastalarda ginseng takviyesinin kan şekeri kontrolünün sağlanmasında pozitif etkisi olduğu çalışmalarla tespit edilmiştir.
Ginseng, günlük beslenme düzenine farklı şekillerde eklenerek kullanılabilir. En basit şekliyle çiğ olarak tüketilebilen ginseng, buharda pişirilerek yumuşak halde de tüketilebilir. Yaygın kullanım yollarından biri, taze ginseng dilimlerinin sıcak suda bekletilmesiyle yapılan ginseng çayıdır. Bunun dışında çorbalara veya sulu yemeklere de eklenebilir.
Ginseng bitkisinden elde edilen özüt; toz, yağ, tablet veya kapsül formunda takviye ürün olarak da bulunabilir. Bu sayede ginseng besinlere eklenebileceği gibi; doğrudan da tüketilebilir. Ginsengin çiğ olarak günlük 1-2 gram veya özüt halinde 200-400 mg kadar kullanılması tavsiye edilmektedir.
Yapılan çalışmalar ışığında, ginsengin vücut için genel bir zararlı etkisi bulunmamaktadır ve kullanımı güvenli olarak kabul edilmektedir. Bununla birlikte, belirli gruplarda ginseng tüketimi yan etkilere yol açabilir veya belirli ilaçlarla etkileşime girebilir. Özellikle anti-diyabetik ilaç kullanımı ile birlikte ginseng tüketilmesi kan şekerinin düşmesine yol açabilir. Bununla beraber ginseng kan sulandırıcı ilaçların etkenliğini de düşürebilir.
Ginsengin gebelikte veya emzirme döneminde kullanımının sebep olduğu yan etkilere yönelik net bir bilgi bulunmamaktadır. Bu nedenle bireylerin bu dönemlerde ginseng tüketiminden kaçınılması önerilir. En güvenli tüketim için, ginseng ve benzeri takviye ürünlerin kullanımı öncesi kişilerin bir sağlık çalışanına danışması önerilir.